FETRET DEVRİ
Fetret devri, Fetret çağı; Yüce Allah’ın gönderdiği
Peygamberlerden iki Peygamber arasındaki -İsâ Aleyhisselâmla Muhammed
Aleyhisselâm arasında olduğu gibi- Peygamberliğin, kesintiye uğradığı,
Peygambersiz zaman, durgunluk zamanı demektir.[1]
Rivayete göre: İsâ Aleyhisselâmla Muhammed
Aleyhisselâm arasındaki Fetret müddeti, altı yüz yıldır.[2]
Kur’ân-ı kerim’de, Fetret devri ile ilgili âyette
şöyle buyrulur:
“Ey Ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği
bir zamanda, gerçekleri apaçık söyleyip duran Resulümüz (Muhammed) gelmiştir,
ki, bize, ne (Cennetle) bir Müj-deleyici, ne de, (Cehennemle) bir Uyarıcı
gelmedi! demeyesiniz diye, İşte, size, hem bir Müjdeci, hem bir Uyarıcı
gelmiştir.
Allah, her şeye hakkıyle kadirdir.”[3]
Eshâb-ı kiramdan Ebû Hüreyre’nin rivayet ettiği bir
Hadîs-i şerife göre: Muhammed Aleyhisselâm:
“Ben, dünyada da, Âhirette de, Meryem oğlu
İsa’nın en yakınıyım!” buyurunca,[4]
Eshab:
“Nasıl yâ resûlallâh?” diye sordular.[5]
Muhammed Aleyhisselâm da: “Peygamberler, Baba bir kardeştirler.
Anneleri, muhteliftir.[6]
Fakat, dinleri birdir.
Benim aramla, O’nun arasında[7],
yâni[8],
benimle İsâ Aleyhiselâm arasında[9]
Peygamber yoktur!” buyurmuşlardır.[10]
Fetret devri halkından olup ta, Peygamberimizi,
çocukluğunda görüp kendisinin Peygamber olacağına inanan Hristiyan
Rahiplerinden Bahîra gibi[11]
veya gelmesi beklenen Peygamberimize kavuşmak ve bağlanmak arzusu ile Şamdan
Medine’ye gelip yerleşen Yahudi Bilginlerinden İbn Heyyiban gibi[12],
ya da, putlardan ayrılmakla kalmayıp Yahudilerin, Hıristiyanların ve bütün
milletlerin dinlerine girmekten de, kaçınarak İbrahim Aleyhisselâmın Hanîf ve
Tevhid dini olan dinini aramaktan geri durmayan[13]
ve “Ben, İbrahim’in Rabbına ibadet ederim.”[14]
“Ey Allah! Ben, Sana, nasıl ibadet edilmesini istediğini bilseydim, Sana,
öyle ibadet ederdim!” diyen[15]
Zeyd b.Amr, b.Nüfeyl gibi, Peygamberimizin Peygamberlik devrine erişmeden
ölenler, Yüce Allah tarafından yarlıganır ve Cennet’e girerlerdir.
Nitekim, Zeyd b.Amr’ın oğlu Eshab-ı kiramdan Saîd
b.Zeyd: “Yâ Resûlallâh! Babam, gördüğün, işittiğin gibi idi.[16]
Senin Peygamberlik devrine erişemedi. Eğer, erişmiş olsayldı, Sana iman eder,
bağlanırdı.[17]
Onun yarlıganmasını, Allâh’dan dile!” demiş,
Peygamberimiz Aleyhisselâm da “Olur! Onun için Allâh’dan mağfiret
dileyeyim![18]
Çünkü, o, Kıyamet gününde, tek başına bir ümmet olarak
ba’s olunacaktır.[19]
Allah, onu, yarlıgasın, ona, rahmet etsin!
Çünkü, o, İbrahimin dini üzerinde ölmüştür.[20]
“Cennet’e girdiğimde, Zeyd b. Amr, b.Nüfeyl’e aid
iki ulu ağaç görmüşümdür.” [21]
“Onu, Cennet’te, eteklerini sürür bir halde gezer
görmüşümdür!” buyurmuştur.[22]
[1] İbn.Esîr-Vennihâye c.3,s.408
[2] Buharî-Sahih c.4,s.27O, Taberî-Tefsir c.6,s.167,
Hâkim-Müstedrek c.2,s.598, Zemahşerî-Keşşaf c.1,s.6O2,
Fahrurrazi-Tefsirc.11,s.194, Kurtubî-Tefsir c.6,s.122, Nesefi-Medarik
c.1,s.277, Ebülfida-Tefsir c.2,s.35, Beyzavi-Tefsir c.1,s.269, Hazin-Tefsir
c.1,s.449, Ebüssuud Tefsir c.3,s.22, Suyuti-Dürrülmensur c.2,s.269
[3] Maide: 19
[4] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.541, Buharî-Sahih
c.4,s.142, Müslim-Sahih c.4,s,1837, Deylemi-Elfirdevs c.1,s.48,
Süyuti-Camiussaagîr c.1,s.1O8
[5] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.541, Müslim-Sahih
c.4,s.1837
[6] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.541, Buharî-Sahih
c.4,s.142, Müslim-Sahih c.4,s.1837, Suyuti-Camiussagîr c.1,s.1O8
[7] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.437, Buharî-Sahih
c.4,s.142, Müslim-Sahih c.4,s.1837, Ebu Davud-Sünen c.4,s.117-118,
Suyuti-Camiussagîr c.1,s.1O8
[8] Ebu Davud-Sünen c.4,s.118
[9] Ahmed b Hanbel-Müsned c.2,s.463-464, Müslim-Sahih
c.4,s.1837, Ebu Davud-Sün .1 c.4,s.118
[10] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.2,s.437, 463, Buhari-Sahih
c.4,s.142, Müslim Sahih *..4,s.1837, Ebu Davud-Sünen c.4,s.117-118,
Suyuti-Camiussagir c.1,s. 108
[11] İbn.ishak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.53-55,
ibn.Sa’d-Tabakat c.1,s.153-155, Taberî-Tarih c.2,s.194-195 Beyhakî-Delâil
c.1,s.309-312, İbn.Seyyid-Uyunüleser c.1,s.40-42, Zehebi-Tarihulislam
c.2,s.28-29, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.283-284
[12] İbn.ishak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.64-65,
İbn.Hişam-Sîre c.3,s.227-228, ibn.Sa’d-Tabakat c.1 ,s.160-161, Beyhakî-Sünen
c.9,s.114
[13] İbn İshak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.95-96,
Zehebi-Tarihul’islam c.2,s.47, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.238.
[14] İbn.İshak, ibn.Hişam-Sire c.1,s.239-240.
[15] İbn.ishak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.96,
İbn.Hişam-Sîre c.1 ,s.24O, ibn.Esîr-Üsüdülgabe c.2,s.296, Zehebî-Tarihulîslam
c.2,s.48, İbn.Hacer-El’isabe c.1,s.569.
[16] İbn.ishak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.99,
Ahmed b.Hanbel-Müsned c.1,s.189, Hâkim-Müstedrek C.3.S.439-440,
Beyhakî-Delâil c.1,s.384, Muhıbüttaberî-Rıyadunnadra c.2,s.4O5,
Zehebî-Tarihulislam c.2,s.45, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.241,
Heysemî-Mecmauzzevaid c.9,s.417, İbn.Hacer-El’isabe c.1,s.570
[17] Ahmed b.Hanbel-Müsned c.1,s.190.
[18] İbn.ishak-Kitabülmübteda velmeb’as c.2,s.99-100, Ahmed
b.Hanbel-Müsned c.1,s.189-190, Hâkim-Müstedrek c.3,s.439-440, Beyhakî-Delâil.
c.1,s.384, ibn.Abdulberr-İstiab c.2,s.295, Muhıbbüttaberî-Rıyadunnadra
c.2,s.4O5, Zehebî-Tarihulislam c.2,s.47, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.241,
Heysemi-Mecmauzzevaid c.9,s.417, İbn.Hacer-El’isabe c.1,s.570.
[19] İbn.ishak-Kitabülmübtedavelmeb’asc.2,s.99-100,
İbn.Sa’d-Tabakat. c.3,s.381, Mus’abuzzübeyri-Nesebü Ku-reyş s.365, Ahmed
b.Hanbel-Müsned c.1,s.189-190, Hakim-Müstedrek c.3,s.439-440, Beyhakî-Delâil.
c.1,s.384, ibn.Abdulberr, istiab c.2,s.295, Muhıbbüttaberi-Rıyadunnadra
c.2,s.4q5Zehebî-Tarihul’islamc.2,s.46, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.241,
Heysemî-Mecmauzzevaid c.9,s.417, İbn.Hacer-El’ısabe c.1,s.57O
[20] İbn.Sa’d-Tabakat c.4,s.381, Ebülfida-Elbidaye
vennihaye c.2,s.241
[21] ibn.Asakîr-Tarih (Tehzib) c.6,s.35,
Zehebi-Tarihulislam c.2,s.47-48, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.2,s.241,
B.Ayni-Umdetülkari s.16,s.285, ibn.Hacer-Felhulbari c.7,s.1O8
[22] İbn.Sa’d-Tabakat c.3,s.379, B.Ayni-Umdetülkari
c.16,s.285, ibn.Hacer-Fethulbari c.7,s.1O8
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları:
2/352-354.